5 Temmuz 2009 Pazar

Al Bir de Burdan Yak


Tekirdağ Velimeşe İlköğretim Okulu.
Muhtemelen hiç birinizin bilmediği, Türkiye’nin orta düzey bir şehrinin, küçük bir kasabasnın sıradan bir ilköğretim okulu.
Peki, bu okulu hakkında konuşulur yapan ne?

Türk Milli Eğitiminin amaçlarından biri; Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı,
Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa'nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek.

Af buyurun, amacım bu tür uzun cümlelerle sizi yormak değil. Uğraşım; Milli Eğitim adı altında çocuklara lanse edilmeye çalışan şeylere karşılık, Atatürk’ün Milli Eğitim kavramıyla bizden istediklerinin neler olduğunu bir kez daha hatırlatmak. Çok değerli Milli Eğitim bakanlarımıza tabiî ki sözüm yok, gerek Hüseyin Çelik, gerek Nimet Çubukçu. Okullarda Atatürk büstlerinin kırılması veya sınıflardan Atatürk fotoğraflarının kaldırılması onların tamamen kontrolü dışında.

Atatürkçülük ve/veya milliyetçilik yaptığımı söyleyenler olacak şimdi. Bugün yılandilliyiz ama Atatürkçülükle, Atatürk milliyetçiliğini aynı şeyler, onu geçtik milliyetçilik kavramını gazetelerde -ki okurlarsa- veya televizyonlarda gördükleri ya da onlara söylenen şekliyle bir ırkın katliamı, bir soykırım olarak nitelendiren ahmaklara değil bu anlattıklarım. Onlar lütfen sağ üstteki çarpı simgesine ivedice uzansınlar.

Yüce affınıza sığınarak konuma devam ediyorum.
Velimeşe İlköğretim Okulu’nu kendinden bahsedilir yapan, öğretmenlerin ve onların biricik öğrencilerinin okulda -adına yakışır- birer Türk olarak yetişmesi, yetiştirilmesi.

Günümüz insanının en büyük problemlerinden biri olan ‘kültürel yozlaşma’ yı önlemek için yapılacak her şey mevcut bu okulda. Öğretmenler Türkçenin yozlaşmasını engellemek amacıyla kurulmuş derneklere, internet sayfalarına üye.

Okulda ticari getirim sağlama amacı yok, efendim. Aksine okulda maddi yetersizlikler var, bir kasaba okulu en nihayetinde. Ama tiyatrolar, sunumlar, projeksiyonlar eksiksiz ve okulun tamamı öğrencinin yararına. Öğrenciler, kendi fikirlerini oluşturabilecek ortama sahipler ve bu fikirlerini serbestçe dile getirebiliyorlar.



Köy Enstitüleri geldi aklıma. ‘Özgür Ansiklopedi’miz der ki ilkokul öğretmeni yetiştirmek için açılmış okullardır. Ekler; projeyi, milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel bizzat yönetmiştir.(!) Her şeyi devletten beklemeyin, araştırın, Türk milletinin kaçırdığı eğitim fırsatından haberdar olun, sayın milli eğitim bakanlarımız gibi eğitimsiz kalmayın.

Parazit gibi girdi arada enstitüler. Okumaktan da yoruldunuz, farkındayım.
Buyurun, o okulun naçizane öğrencilerinin temiz duygularıyla biraz da siz tütsülenin.
İyi akşamlar dilerim okuyucum.
Selam ile.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder