Merhaba değerli okurum,
Kanımca cesur bir yazı olacak.
Bu yazının yazılma
sebebi aşağıda dinleyebileceğiniz müzikalin “the ballad of the sad young man” daki trombon
solosu, sosyal medyada yapılan kısa bir gezinti ve bir kaç tanıdığın deneyim
edilen müzik zevkinden ibarettir.
Aslında pop müziğin estetiği ve değeriyle ilgili şüphelerim ve günümüz temsilcileri Sıla, Ozan Doğulu vb. yeniyetmelerin kendimce dayanılmaz bulduğum eserlerini inceledikten sonra bu yazıyı kaleme almak istedim.
Yaşım bugün 20; Sezen
Aksu, Zuhal Olcay, Ayna, Barış Manço, Çelik dinleyerek büyüyen bir genç
olarak, Tarkan'ın yanından geçtiysem de, Yıldız Tilbelerin,
Hadiselerin, Murat Bozların, Atiyelerin yoluna hiç sapmadım.
Gelin "on"ları daha detaylı yorumlayalım:
Popüler müzik
“Studying Populer Music” isimli kitabında, dünyaca ünlü
müzikbilimci Richard Middleton, popüler müzik kavramını 4 kategoride inceliyor:
1. si popüler müziğin basit, bayağı bir tür olduğunu söylüyor.
Yani popüler müziğin kolay anlaşılır, basit bir müzik olduğu, estetik bir değer
taşımadığı düşüncesini beraberinde getiriyor.
2. si ise popüler müziği “halk” ya da “sanat” müziği olmayan
müzik şeklinde tanımlar. Bu tanımın yapılabilmesi için halk ya da sanat müziği kavramlarının çizgilerinin belirlenmesi gerekiyor. Ancak sınırlar tam olarak çizilemediğinden bu ayrımın yapılması da pek mümkün değil.
3. kategori, popüler müziği belirli bir toplumsal grup ile
ilişkilendirir. Folklor/Edebiyat isimli dergide yayınlanan bir makalede " insanın kimlik problemini popüler müziğin "sıradanlığı" ve yarattığı sahte grup similisyonuyla çözdüğü" fikri ele alınır. (Makalenin tamamına buradan ulaşılabilir: http://www.muzikegitimcileri.net/bilimsel/makale/V-Yildirim_3.html )
4. kategoride popüler müzik, medya ve müzik endüstrisi ile
ilişkilendirilerek teknoloji ve ekonomi temelli bir tanım yapılır. Bu yaklaşıma
göre, pazarın dışında kalan, müzik endüstrisi ve medya ile ilişkiye girmeyerek
tutunmaya çalışan müzikler saf dışı kalır.
4. kategoride sunulan fikre göre, popüler müzik tüketim
kültürünün vazgeçilmez bir unsuru olan bir ögedir. Yani pop müzik yapımı,
ticaretin boyunduruğu altındadır ve müzik endüstrisinden bağımsız olarak
düşünülemez.
Middleton, kategorizasyon işleminden sonra fikirlerini şöyle
toparlar:
"Bütün bu
değerlendirmelerin sonrasında, pop müziğin içerdiği bu olumsuz anlamlar
dahilinde tüm pop şarkılarının ve şarkıcılarının kötü ya da değersiz olduğunu
söylemek mümkündür, ama bu pek de adil olmaz. Pop, tüm bu üretim koşulları içerisinde öyle
ya da böyle bir beğeni oluşturur ve bu tüketim zihniyetinin karşısında duran ya
da buna direnen pop şarkıcısı ve şarkı sayısı da az değildir. İyi müziğin
kendine göre bir estetik standartının ve özgünlüğünün olması beklenir.”
Burada bütün bu bilimsel açıklamaların
ötesinde, kişisel fikrim, Türk pop müziğinin 2000’li yıllardan itibaren hiç bir
şekilde kültürel ögeleri barındırmayan, müzik değeri düşük, özenti projeler ve kapitalist kaygılar yüzünden bozulmaya
başladığıdır.
Bir de elektronik "müzik" var?
Konuyla ilgili Ekşi Sözlük’teki ilk yorum şöyle: “Geniş
kitlelere tanıtılmadan önce laboratuvar deneyi olarak kullanılan bir müzik
türü.”
Bir diğeri ise şu : “Bilgisayarı müzik aleti olarak
kullanmaya çalışmak.”
Yeterli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder