Bir alışveriş merkezinde gezerken, reklamını yapalım
A-City Outlet, Lacoste markalı 130 liralık polo t-shirtler ve 70 liralık Tommy
Hilfiger t-shirtlerinin arasında kendimizi bulduk. Bedava verseler bile
almayacağını söylediği t-shirtlere, umarsız satıcılara ve ‘ucuzluğu’ kaçırma
telaşındaki müşterilere dehşetle bakıyordu. Onun bu durumu, bana marka
düşkünlüğüyle ilgili bir kaç şey yazma ihtiyacı hisettirdi.
Orta düzey bir memur maaşıyla ailesini geçindirmeye çalışan
orta yaşlı biri, çoğumuz biliriz ki, böyle ürünlerden uzak durur. Şimdi
farkedilen –çoğumuz öğreneceğiz- lerden birisi ise bu yaygın anlayışın, Y
Jenerasyonu gençlerinden, yani bizlerden, oldukça uzak olduğu.
Kapitalizmin temel amacı her geçen gün, bir gün öncesine
göre, daha fazla kar edebilmektir desek yanlış olmaz sanırım, bir mühendis tanımı
çerçevesinde. Bunun doğal bir sonucu
olarak da markalar, ürünlerinin değerli olduğu gerçeğinin yanında müşterilerinin
de değerli olduğu fikrini bütün kitle iletişim yollarıyla halka sunuyorlar.
Tektipleşmenin sıradanlaştığı 21. yüzyıl dünyası gençleri, farklılaşma arayışlarını
markayla, markanın kendisine sunduğu ‘farklı niteliklerle’ kapatmaya
çalışıyorlar. Kestirme, kolay, zahmetsiz
bir yol. Üstündeki marka sadece başkasının gözünde değil, kendi gözünde de onu
yüksek bir statüye çıkarıyor.
Bir psikaytri uzmanı yazdığı köşesinde şöyle söylüyor: “Marka
düşkünlüğü varlıklı kesime özgü bir takıntı olarak düşünülüyor; oysa,
markaların ucuz taklitleri bunun tersi yönde bir kanıt. Pazar yerlerinde, marka
adlarının en görünür şekilde yerleştirildiği, çantalar, kazaklar markaların
benlikteki eksikleri kapatma işlevini toplumun her sınıfına yayma işlevini üstleniyorlar.”
Bu paragraflarda sözü geçen marka bağımlılığı, annelerimizin
Sana’dan, Cif’ten, Pril’den vazgeçmeyerek yaptığı marka milliyetçiliğinin
uzağında, apaçık bir takıntıdır.
Pazarlama anlamında, ki ben çok anlamam, marka değeri
yaratma fikri oldukça karlı olsa da, halk tabanına inildiğinde görünen sorun, ticari
yaklaşımı bir kenara bırakıp toplumu irdeleme ihtiyacı doğurdu bende.
Nacizane görüşlerimdir.
İyi günler dilerim sevgili okurlarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder